Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

 

Allah-u Teala Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır:

 

وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ اُولٰئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُلًا

“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.”[1]

 

Zikri geçen ayeti kerime esasınca insan kulaklarıyla duyduğu, gözleriyle gördüğü, kalbinde yer verdiği her şeyden sorumlu olmakla birlikte sorguya çekilecek ve hesap verecektir. Bu nedenle insan attığı her adımda, yarın Allah’ın huzurunda ve masumların huzurunda hesap vereceği için yaptığı ve yapacağı her şeyi düşünerek yapmalıdır, söylemelidir, duymalıdır ve görmelidir. Hatta bundan daha da önemlisi hadislerimizde İmam Zaman’ın (a.s) bizim amellerimizi müşahede ettiğini veya amellerimizin (onun dostu, taraftarı ve Şia’sı olduğumuzu iddia ettiğimizden dolayı) ona sunulduğunu okumaktayız, bundan dolayı İmamımızı üzmemek ve gerçekten ve hakkıyla onun muntezirlerinden (bekleyenlerinden) olmak için yaptığımız her iş ve amele dikkat etmeliyiz.

 

Günümüzde hayatımızın her alanına giren ve yer edinen teknolojilerden biri bilgisayardır. Her şeyde olduğu gibi bu cihazı da kullanmada insan iki yol izleyebilir. Bilgisayar ve onunla ilintili uygulamalar (internet, sosyal medya ve …) yerinde ve bilinçli kullanılırsa, harika bir eğitim ve öğretim ve kazanç aracı; başka bir tabirle insanı asıl hedefine ulaştırmada (ahlaklı olma, ibadetleri bilinçli yapma, adaletli olma ve insanlara ilahi yolda hizmet etmeyle kendisine verilen o ham maddeyi (insanın kemale ulaşmamış halini) istenilen ve beğenilen kıvama getirip, yüce mertebelere (kemale) ulaştırmak için) güzel bir vesile ve araç olabilir. Bununla birlikte eğer bu vesile yerinde ve bilinçli kullanılmazsa, insanı kemale doğru değil de tam aksi bir yolda hızla geriletebilir. İnsanı esfele safiline (aşağıların aşağısına) yönlendirebilir veya çekebilir.[2] Dolayısıyla bu cihazı kullanmak istediğimizde her zaman kendimizi sorgulamalı ve ne için kullandığımızı düşünerek, bilinçli ve yerinde kullanmalıyız.

 

Çocuklarımızı da kullandırırken geleceklerini ve kemale ilerleme noktasında onlara engel teşkil etmeyeceği şekilde kullandırmalıyız. Çünkü bizler şu anda evlatlarımızın velileriyiz ve onlardan şu anda bizler sorumluyuz. Allah korusun şu anda onlar için yaptıklarımız ileride kemale ulaşmaları ve ilahi yolda ilerlemelerine engel teşkil edecek şeyler olmamalıdır. Yoksa bunun sonuçları konusunda ilahi huzurda hesap vermemiz zor olacaktır. Bazı anne ve babalar çocuklarının bu teknolojiyi bilinçsiz bir şekilde kullanmasına göz yumuyor ve hatta bazı ebeveynler “aman herkes oynuyor ne olacak” veya “başımdan gitsin de ne oynarsa veya ne yaparsa yapsın” diyorlar. Lütfen buna dikkat ediniz; çocuğunuzun bedensel ihtiyaçlarını düşündüğünüz gibi manevi ihtiyaçlarını ve kemale erişme noktasındaki ihtiyaçlarını da düşünmelisiniz.

 

Evlatlarımız dünyaya geldiğinde, Allah-u Teala bizleri onları koruma vesilesi kılmıştır ve bu vazifenin herkes farkındadır. Ancak dikkat etmediğimiz ve farkında olmadığımız sadece bir konu var o da şudur: “Allah-u Teala bizleri sadece evlatlarımızın bedeni ve cismi ihtiyaçlarını karşılamak ve gözetmek için onların koruyucusu karar kılmamıştır. Aksine bedeni ve cismi ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, belki bundan daha da önemlisi evlatlarımızın manevi ve asıl hedef olan kemallere erişme noktasında onlara kılavuz olmamız ve bunu o yolda eğitmemiz için de koruyucusu karar kılmıştır. Yani bizler nasıl ileri de onların doktor, mühendis, avukat ve… olması için şimdiden programlama yapıyorsak ve bunun için türlü türlü sıkıntılara katlanıyorsak, aynı şekilde ileride onların ahlaklı, takvalı ve ilahi yolda kemaline ulaşmaları için ibadet eden ve daha da önemlisi İmam Zaman’ın (a.s) zuhurunu bekleyen ve dua eden bir evlat olarak da yetiştirmek için de programlama yapmamız ve sıkıntılara göğüs germemiz beklenmektedir. Ancak ebeveynlerin bunu yapabilmesi için önce kendisini kemallere ulaştırmış veya bu yolda ilerlemeye çalışıyor olması gerekmektedir. Aksi halde sadece hem evlatlarımız için hem de kendimiz için dünyevi azıklar biriktirmiş olur ve ahiret azığımız ise beklediğimizin aksine çok az olur. Ayrıca eğer onlara çocukluklarından itibaren bir şey vermemişsek (yani manevi ve kamale ilerleme yolunda bir şey göstermemiş ve eğitmemişsek), bir şey beklememiz de biraz abes olacaktır. Lütfen dikkat edelim. 

 

Fatıma Koç

 

Ayrıca Bilgisayar Oyunları Hükümleri Makalesini Okumak için Tıklayınız


[1] İsra Suresi, 36. Ayet.

[2] Tin Suresi, 5. Ayet.

İletişim