Bismihi Teala…

Allahumme Salli Ala Muhammedin ve Al-i Muhammed.

 

Mahcubum… Günahlarımın büyüttükçe büyüttüğü bir deryanın içinde çırpınıyorum. Dalgalar, bir tokat misali çarpıyor nefsimin bitip tükenmek bilmeyen arzularına.  İlahi, kara yüzümle yine de elimi uzattım sonsuz merhametinin ipine.  Nefsimin hapsettiği ruhumun zincirlerini kır ve Nuh’un gemisine çıkar.

 

İlahi, kokuşmuş nefsimi gül kokulu Peygamberimizin (s.a.a) gülistanında ıtrışahi ile süsle. Hiçbir meşakkate boyun eğmeyen ve İslam’ın diyar diyar filizlenmesini sağlayan Peygamberimizin (s.a.a) Kevser havuzundan bir damla suyu vermesini bahşet ve çoraklaşmış kalbimde ihlaslı bahar çiçeklerini devşir. Ya Rab, bana güven, tevazu ve takva hırkasını giydir ve Resulün (s.a.a)  söylediği sözleri ve yaptığı fiilleri ifa etmeye, onlara uymaya çalıştığımda bende eğreti durmasın.

 

İlahi, zorluk ve sıkıntı anında tahammülsüzlük gösteren özüme, küçük yaşlarda türlü zahmetlerin içinde kalmış Zehra’ya (s.a.)  vahiy evinin Güneşinin (s.a.a) “babasının annesi” diye seslendiğini ve Ali’nin (a.s) eve geldiğinde Fatıma’nın (s.a) yüzüne baktığında tüm sıkıntılarını unuttuğunu mızmız yüreğime telkin et. Kapı arkasına sıkıştırıldığında, çocuğu düşürüldüğünde, evi ateşe verildiğinde ve sürekli incitildiğinde peygamber gülünün çektiği acılar karşısında gösterdiği sabrı nakşet.

 

İlahi, cehaletin kapkara perdeleriyle kapanmış gözlerimi aç ve ilim şehrinin kapısından gelen aydınlık ile gözlerimi kamaştır. Rükûda zekât veren, geceleri sırtında çuvalıyla yetimlere yoksullara yetişen Ali’nin (a.s)  Zülfikar’ıyla bencilliğimi parça parça et. Resul’e (s.a.a)  zarar gelmesin diye  onun yatağında yatarak düşmanı bekleyen Ali’nin (a.s) fedakarlığından; savaş meydanlarında herkesin  kaçıştığı Haydar-ı Kerrar’ın cesaretinden; namaz için savaşması, namaz esnasında şehit olmasından ders çıkarabilmeyi ve bu doğrultuda hareket edebilmeyi bana lütfeyle.

 

İlahi, öfkenin bende ortaya çıkardığı tüm kötülüklerimi İmam Hasan’ın (a.s) hilminin gölgesinde bertaraf et. İmam’ın (a.s) sosyal olay ve gelişmelerde gösterdiği duyarlılık ve bilinç yağmurundan nefsimin kir ve pasını gider ve dünyadaki insanların acılarına ortak et. Hile, aldatmalar karşısında gösterdiği ferasetin ışığı ile dimağım yolunu bulsun. 

 

İlahi, kalbimin içinde saklanmış nice Şimrler var. Türlü entrikalarla gönül köşkümü zapt etmişler. Peygamberimin (s.a.a) ciğerparesi Hüseyin (a.s) ağamıza ağlayan gözlerimden akan gözyaşlarımla tüm Şimrleri temizle ve öz kimliğine kavuştur. Esir düşen canımın beratını özgürlükler beldesinin Şahından (a.s) almayı nasip et. Kovulmuşun egemenliğinden çıkarak ve ehlibeytin sevgisiyle yoğrulan hükümetin tevhid bayrağını yüreğimde dalgalandırmayı bana ilham et.

 

Bu münacatımı ve İmam Seccad’ın (a.s) etmiş olduğu şu duayı hakkımızda kabul eyle; “Ey Allah’ım! Ey sığınanların sığınağı, ey iltica edenlerin melcei, ey helak olanları kurtaran, ey zavallıların koruyucusu, ey yoksullara merhamet eden, ey çaresizlere icabet eden, ey fakirlerin hazinesi, ey kırılanları onaran, ey korkanların korucusu, ey üzüntülerin imdadına yetişen, ey mültecilerin kalesi, eğer Senin izzetine sığınmazsam, kime sığınayım, eğer Senin kudretine iltica etmezsem kime iltica edeyim. Günahlar, Senin affına sığınmaya beni mecbur etmiştir; hatalar, Senin bağış kapını çalmaya beni muhtaç etmiştir, çirkin iş yapmak Senin izzet dergâhına çökmeye beni sevk etmiştir; cezandan korkmak beni, Senin şefkat ipine sarılmaya sürüklemiştir. Senin şefkat ipine sarılanın rezil olması hak değildir; Senin izzetine sığınanın terkedilmesi veya kendi başına bırakılması layık değildir.

 

İlahî; himayeni bizden esirgeme; gözetmenden bizi mahrum bırakma, bizi helak yerlerinden çıkar. Çünkü biz Senin gözün önünde, Senin himayende ve Senin içiniz. Meleklerin katına yakın olanların hakkına ve yarattıklarından salih olanların hakkına bize, bizi tehlikelerden kurtaracak muhafızlar kılmanı bizi afetlerden uzaklaştırmanı, bizi büyük musibetlerden korumanı, gönüllerimize huzur indirmeni, yüzlerimizi muhabbet nurlarında örtmeni, bizi sağlam desteğine sığındırmanı, bizi ismet sığınağında toplamanı (yer veresin) istiyoruz; kendi rafet ve rahmetin hürmetine; ey merhametlilerin en merhametlisi!” (Allah’a sığınanların münacaatı)

 

İlahi, Âmin.

 

Fatıma Canan

Yazarın Diğer Yazıları;

Fatıma’yı (s.a) Tefekkür

İletişim