Çocuklarımıza sorumluluk verirken özgüvenlerini elinden almayalım!

 

Birçok ebeveyn çocuğunun özgüvenini geliştirmek adına ona birçok sorumluluklar yüklemektedir.  Peki bu doğru mudur? Çocuğumuz bu şekilde daha çok sorumluluk sahibi olabilir mi?

 

En çok bu hususta ailelere çağrı yapmak istiyorum.  Birçok ailede özellikle en büyük olanın daha çok sorumluluk aldığını görüyoruz.  Birde su cümleyi çok duyar gibiyim: “sen ablasın, sen abisin, sen anlaman lazım, …”

 

Değerli ebeveynler, çocuklarımıza sorumluluk yüklerken lütfen dikkatli olalım.  Evladımız yavrularımız ebeveynlerin sorumluluğunu taşımaya mecbur değiller!!!

 

Çocuğu çocuk bırakmalıyız.  Yetişkinlerin görevleri ancak yetişkinlere aittir bunu unutmayalım.  Çocuklarımıza elbette görev verebiliriz ama bunu yaparken bazı kurallar çerçevesinde içerisinde riayet ederek yapmamız gerekiyor. 

 

  • Çocuğun, çocuk olduğunu göz önünde bulundurmalıyız ve onun yaşına göre görev ve sorumluluk vermeliyiz.

 

  • Çocuğunuza verdiğiniz görevi tam yerine getirmediğinde kesinlikle eleştiri, bağırmak kızmak gibi tavırlar sergilememeliyiz!

 

  • Çocuğunuz verdiğiniz görevi yerine getirdiği takdirde mutlaka bu davranışını takdir etmeliyiz (fakat bu da dozunda olmalı, fazla olduğunda sırf takdir için yine kendini zorlayarak görevleri yerine getirmeye çalışabilir)

 

  • Çocuğa duygusal olarak üstlenmemeli yani çocuklarımız bizim dert ortaklarımız değillerdir! Bu çocuklar için ağır bir sorumluluk, yüktür.

 

 

Eleştirilen çocuk “nasılsa ben iyi yapamıyorum hep yanlış yapıyorum” düşüncesinde olabilir böylece hem okul basarisi düşer hem arkadaş ilişkilerini etkiler ve ileriki hayatında özgüveni eksik olarak ilerler.

 

Veya ebeveynlerin görevlerini üstlenerek kendisini ancak bu şekilde yararlı ve faydalı hissediyorsa ve ailenin de sevgisini bu yolla kazanıyorsa bu defa sürekli kendisini bu şekilde yapma mecburiyetinde hisseder.  Bu yük ona ağır gelse de en iyi şekilde yapabilmek için kendisini sürekli zorlar ve ispatlamaya çalışır.

 

Sorumluluğu ağır olan çocuk, çocuk kalamadığı için hep vermeyi öğrenir.  Asla hayır diyemez ve ilerideki hayatında etrafındaki insanlar bundan faydalanıp tüketebilirler.

 

Maalesef bu döngü devam eder kendisi bu şekilde öğrendiği için ayni şekilde çocuklarına aktarır.

 

Sağlıklı gelişemez, ne istediğini tam iyi kavrayamaz bilemez.  Hem okul hayatına hem iş hayatına hem insan ilişkilerine yansıyabilir.

 

Evet kısaca bu konu hakkında bahsetmek istedim.  Lütfen bu hususa çocuk eğitiminde dikkat edelim.

 

Hayırlı günler diliyorum.

 

Psikoterapist Melek Keskin

İletişim