Allah’a Şükür

 

Günlerden bir gün birisi ilginç ve şaşırtan bir rüya görür. Rüyasında meleklerin yanında olduğunu ve onların yaptıkları işleri izlediğini müşahede eder. Meleklerin yanına girerken meleklerden büyük bir gurubun çok sıkı çalıştıklarını ve yeryüzünden taşıyıcı melekler vasıtasıyla gelen mektupları hızlı hızlı açıp onları bir kutuya koyduklarını gözlemler. Adam oradaki bir melekten “ne yapıyorsunuz?” diye sorar.

 

Melek işine ara vermeden adama şöyle cevap verdi: “Burası kabul bölümüdür; insanların Allah’tan istek, hacet ve dualarını alıyoruz.”  

 

Bu cevaptan sonra biraz ilerleyen adam yine bir gurup meleğin zarflar içerisine kâğıtları paketleyip onları taşıyıcı meleklerle yeryüzüne yolladıklarını görür. Adam orada bulunan meleklere de “ne yapıyorsunuz?” diye sorar.

 

Meleklerden biri aceleyle adama şöyle cevap verdi: “Burası hazırlanan paketleri yollama ve gönderme yeridir. Biz burada Allah’ın lütuf ve rahmetlerini kullarına gönderiyoruz.”

 

Bu cevabı aldıktan sonra biraz daha ilerleyen adam bir meleği boş otururken görür. Bütün bölümlerdeki meleklerin çalıştığını ve bu meleğin ise boş oturmasına gören adam şaşkınlıkla meleğe “Sen neden boş duruyorsun” diye sorar.

 

Şaşkın adamın sorusuna melek şöyle cevap verdi: “Burası cevapların tasdik edilme yeridir. Yani dua, istek ve hacetlerini gönderen insanların hacet dua ve isteklerine cevap verildikten sonra kulların hacet, dua ve isteklerinin karşılandığına dair bir cevap göndermelerinin beklendiği yerdir. İnsanlardan dua istek ve hacetleri kabul olan kişiler cevap göndermeliler ama onlardan çok azı cevap gönderiyor.”

 

Şaşkınlığı bin kat daha artan adam meleğe “insanlar nasıl cevap gönderebilirler ya da nasıl bir cevap göndermeliler” diye sorar.

 

Melek: “Çok basit, sadece çok şükür Allah’ım ya da Elhamdulillah demeleri yeterli.”

 

“Ey Rabbim; bağışının peş peşe aralıksız olması sana şükretmeyi unutturmuş ve kendime dalmışım, ihsanının sürekli bana yağması senalarını sayıp bitirmekten beni aciz bırakmıştır, nimetlerinin birbirini takip etmesi övgülerini anmaktan beni alıkoymuştur, kerem ve iyiliklerinin art arda oluşu bunları açıp söylemekten beni aciz etmiştir. Ben, Senin bol nimetlerine karşılık kusurlu olduğunu itiraf eden, o nimetlerde ihmalkârlık yapmasından ve onları zayi etmesinden dolayı kendisi aleyhine tanıklık eden kimsenin halindeyim.

 

Allah’ım; sen Rauf (şefkatli), Rahîm, İhsan sahibi ve Kerim’sin; öyle ki sana yönelenleri ye’se düşürmez ve keremine ümidi olanları nezdinden kovmazsın. Ümit edenlerin yükü senin dergâhına indirilir, yardım dileyenlerin arzuları senin kapında durur; öyleyse arzularımızı mahrumiyet ve ümitsizlikle karşılaştırma ve ümitsizlik elbisesini bize giydirme.

 

İlahî, senin büyük nimetlerin karşısında benim şükrüm küçük kalır, ikramın karşısında benim hamd-u senam naçiz görünür. İman nurundan olan nimetlerin beni süslemiş, izzetinden olan zarif ihsanların beni kaplamıştır, minnetlerin açılmayacak gerdanlıklar ve kırılmayacak tasmalar boynuma takmıştır. Nimetlerinin çokluğundan onları sayıp bitirmekten dilim aciz kalmış ve onları kuşatmak bir yana, idrak etmekten bile fikrim yetersiz olmuştur. O halde nasıl şükrederim? Oysaki sana şükretmek için de bir şükür gerekir, ne zaman sana hamd etsem hamdım için de tekrar sana hamd etmem gerekir.

 

İlahî; lütfunla rızıklandırdığın ve ihsanınla eğittiğin gibi bize bol nimetlerini tamamla, azabın çetinlik ve belalarını bizden uzaklaştır, her iki cihanın en yüce ve en büyük payından bu dünyada ve ahirette bize nasip eyle.

 

Güzel imtihanlarına ve bol nimetlerine karşılık, rızana uygun, bol bağış ve ihsanına sebep olacak bir şekilde sana hamd ediyorum; ey azamet ve kerem sahibi, rahmetin hürmetine duamı kabul eyle ey merhametlilerin en merhametlisi.”[1]

 

İlim ve Marifet Sitesi Tercüme Grubu

 

Kıssadan Hisse; Kuaför ve Allah yazısını okumak için TIKLAYINIZ 

Kıssadan Hisse; Allah Var Mıdır? yazısını okumak için TIKLAYINIZ 

—————————————————————————————————————

[1] İmam Seccad (a.s), Şükredenlerin Münacatı.

İletişim