Bu Kur’an, onunla uyarılsınlar ve tek bir ilâh bulunduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara tebliğ edilmiştir.” (İbrahim, 52)

 

Allah kelimesi, yüce varlığın özel ismi olduğunu kabul eden bütün İslam alimleri, Kur’an’ın Allah kelâmı olduğuna, Hz. Muhammedi’n (s.a.a) O’nun elçisi olduğu ve emirlerini kullarına iletmesi için vazifelendirildiğine iman ederek kabul etmişlerdir. Öyleyse hiçbir itiraz olmadan kabullenme, uyma ve o merkeze odaklanmayı gerektirmektedir.

 

Madem ki bütün ilahiyatçılar Allah’ın birliğine ve Hz. Muhammed’in (s.a.a) elçisi olduğuna inanmışlar ise neden günümüzde hâlâ inanmakta ve amel etmekte zorluk çeken, eksikleri olan kimseler mevcuttur? Geçmişte olduğu gibi günümüzde de bozguncuların olduğu görülmektedir. Yüce Allah onlar için:

 

Onlar ki, iyice pekiştikten sonra da Allah’a verdikleri sözden dönerler, Allah’ın birleştirilmesini emrettiğini ayırırlar, yeryüzünde fesat çıkarırlar, işte sonunda zararlı çıkacak olanlar da yalnız bunlardır,” buyurmaktadır. (Bakara, 27)

 

Yeryüzünde fesat çıkarmaları,” bozgunculuk yapmaları, tarih boyunca yeryüzünde, maddi ve manevi olarak düzeni bozan, çevreyi kirleten, huzursuzluk, acı ve felaketlere sebep olanlar genellikle inkarcılar, ahlaksızlar, zalimler ve günahkârlar olmuştur. Her günah (Allah’ın yapılmasını yasakladığı her şey,) aynı zamanda yeryüzünde bir kötülüktür, fesattır, dengeyi ve düzeni bozmaktır. Amaçları ne olursa olsun sonunda günahkârların, Allah’ı bırakıp nefis ve şeytana kul olanların zararlı çıkacaklarında şüphe yoktur. Çünkü onlar, ömür sermayesiyle fani dünyayı satın almışlar ve ebedi saadetten mahrum kalmışlardır.  

 

 Allah’a ve Peygambere olan ahitlerini yerine getirmede inat etmiş kendi şahsi menfaat ve inkâr haysiyetlerine aldanıp yapmış oldukları her hâl ve davranışlarında Kur’an onlara bozguncu gözüyle bakmış, inanca ve imana verdikleri zarar için yerlerinin ateş olacağına dair ayetler gönderilmiştir.

 

…işte bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bakın?” (Araf, 86)

 

Peygamberleri aracılığıyla insanlara kitap gönderen yüce Allah’ın emirleri neden dikkate alınmaz? Neden menfaatler ön sırada olur hep? Nereye dönersen dön, nereye bakarsan bak hak hep etrafında dönecek, bozgunculuk yapanları rahatsız edecektir. Nerede bir musibet varsa onlara gelmiş ve nerede bir dert varsa toplanmış, onlara saldırmadalar. Ne geldiyse çevresinden gelmiş ne sıkıntı oluştuysa yakınında olmuştur.

 

Kimdir bunlar?

 

Evet bunlar Peygamber (s.a.a) olmakla beraber on dört masumdur. Onların başına gelen kimsenin başına gelmemiştir. Allah’ın dini olan İslam’ın daim olması için büyük mücadele vermişlerdir. Bu mücadele içinde kimi dövülerek, kimi zehirlenerek, kimi ise kılıç darbeleri ile şehit edilerek ortadan kaldırılmışlardır. Neden böyle yaptılar? Çünkü, Peygamber (s.a.a) ailesini ortadan kaldırmak kendi batıl inançlarını enjekte etmek ve böylelikle cahiliye hanedanlığının devamlılığı elden ele geçmesi düşünülmekteydi. Ancak Allah’ın korumasında (Hicr, 9) olan Peygamber ve ailesinin haklılığı hiçbir zaman yok olmayacak ilelebet inanç ve itikatları (İslam dini) devam edecekti. Peygamber ve Ehlibeyti (Allah’ın selamı onlara olsun.) Allah’ın son hüccetleri olarak yeryüzüne gönderilmişti. Hepimizin onaylayacağı, hayır deme şansımızın olmayacağı gibi böyle sağlam deliller karşısında söyleyecek bir şey de (delil) olmayacaktır. Çünkü insan kelâmı değil Allah kelâmı olan Kur’an da ayet olarak inmiştir.

 

De ki, ben bu (tebliğime) karşılık, yakınlarıma sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum.” (Şura, 23)

 

Bu ayetin gerçek manası; Hz. Ali (a.s) Hz. Fatıma (s.a) Hz. Hasan (a.s) Hz. Hüseyin (a.s) ve onların pak soyunu sevmek ve Peygamberden (s.a.a) sonra onların gittiği yoldan gitmektir. Bu Allah’ın emridir ki, inkâr edilmeyecek kadar, onlar (ehlibeyt) için gönderilen birçok ayetten birisidir.

 

Bu makalenin konusunda ki gerçek şudur; Kur’an’i yol olan, Allah’ın emrettiği Peygamber ve Ehlibeytinin yolundan gidilirse gerçeklere ulaşılır ve kurtuluş yolu olan cennetle müjdelenirsiniz ancak. Başka bir yolun olmadığı aşikârdır.

 

 Rabbim bizleri hak yolunu tebliğ eden Hz. Muhammed ((s.a.a) ve Ehlibeytinin (a.s) yolundan gidenlerden etsin.

 

Musa Dedei

İletişim