Bizler ne ara bu hale geldik?

 

Çok uzak bir zaman değildi ki, bizler okula gidip eve gelen sokakta oynayan mutlu sağlıklı çocuklardık.

 

Şimdiki gibi sabah uykudan uyanır uyanmaz canım sıkılıyor demezdik. Dahası can sıkıntısı diye bir cümleyi bile tanımıyorduk. Bizler mutlu idik, anne babalarımız onlarda kaygılanmazdı. Çocuklarımızı kimden nelerden koruyalım endişeleri taşımazlardı. Sevgimizde saygımızda sonsuzdu büyüğümüze, küçüğümüze ve birbirimize. Peki ne oldu da bu halde iken birdenbire her şey değişti; mutsuz, saygısız, hoşgörüsüz, bencil bir toplum haline geliverdik ya da getirildik.

 

Sokakta, bahçede oynamak yerine telefon, tablet ve bilgisayarlar başına konuverdik. Büyüklerimizi veya birimizi ziyaret etmek yerine, sadece mesajla hâl hatır sorar hale geldik. Hatta daha da ileriye giderek, mesaj atmaya bile erinir olduk, öyle ki kısa mesajlara, cümleleri elimizden geldiği kadar kısaltmalara kadar düştük. Mesajlarımızdaki “Tamam” kelimesi yerini “okey”e bazen de kısaca “ok” bırakmıştı. Gitgide tembel üreten bir toplum haline geldik. Oysa nede güzeldi gazete almak hele hafta sonu ekleri … iple çekerdik hafta sonunu çünkü daha çok bulmaca çözebilecektik nede zorlardı bizi, nede kaliteli sorular sorulurdu bilgi içerikli. Ansiklopediler verirdi kuponla. Gazeteyi de okurduk elbette peki şimdi gazete sanki hiç hayatımıza girmemiş, kitap okuma nesli de tükenmekte olan bir varlık misaline dönmüş.

 

Ama artık teknoloji çağındayız demi kitap okumak yerine sosyal medyayı yakından takip etmekteyiz, boş vaktimizde değil her animizi ele geçirdi artık, yediklerimizi giydiklerimizi eşimizin doğum günü sürprizini paylaşmamız lazım mutlaka.  Mahremiyetimiz kalmadı neredeyse konum atıyoruz buradayım. Ya kahve içiyorum arkadaşımla ya da üzgünüm bildirisi ekliyoruz duruma tabi teknoloji den faydalanmak gerek.

 

Bazı iyi getirileri de olmuştu elbette yerli yerince kullandığımız vakit.

 

Bu arada ya evliydik ya da evlenmek üzereydik herkes düğün paylaşımları yapıyordu en şahane düğün hangisiydi en iyi dış çekim kimindi takip etmeliydik elbette ettik tabi.

 

Ama unuttuk biz bu arada evlatta yetiştiriyorduk ama çocuklar hiç mutlu değildi yemek yemiyorlardı, önce reklamları denedik yemek yedirmek için, ardından telefonu ödül olarak koyduk, yemek yiyorlardı artık mutlu olduk .Hatırlıyorum da kar kış demeden okulumuza tek başına giderdik, şimdi öğrencilerden çok okul bahçeleri veliler ile dolu, haklıydık aslında  sanal dünya tehlikeli oyunlar videolar vs. korkuyorduk, oysa önceleri pekte masum gelmişlerdi vazifelerimizi unutup nasılda  dalıvermiştik bu aleme. Sinsi sinsi nasılda almıştı bizi içine tehlikenin bu denli büyük olabileceğini nasılda önceden bilemedik. Ahlaki değerlerimizi unutmuştuk neredeyse bazılarımız belki hayır demeyi bile bilmiyordu çocuklarımızdan öğrendik. Sözüm ona teknoloji çocukları yetiştiriyorduk isyan etmeleri çok hoşumuza gitmişti başta eee haklarını savunuyorlardı sonuçta. Saygısızlıklarının bencilliklerinin adı özgüven oluvermişti maalesef.

 

Model olamadığımız, yanlış modeller gösterdiğimiz, okuma ve öğrenmeyi arzulatamadığımı avare dolaşan bu nesil, çocuk yaşta o kadar ileri gitti ki günahta yeni yeni boyutlar keşfettiler ama biz moderndik .Halbuki onlar beyazdı yada beyaza çok yakın ve daha körpeciklerdi bilinçli yaşayalım hevesi ile bilinçsizce uçurumun kenarına getirdik onları .Nasıl tek başlarına suçlu olabilirlerdi ki modelleri bizlerdik ahlaki eğitim verdik belki de ama gayrı meşru ilişkili dizilerini de beraber seyrettik, onların yanlarında ağladık bu sahnelere yavaş yavaş, yerleşmişti toplumumuza bu gayri meşru ilişkiler eskiden gizli saklı yapılan utanılacak işler aşikar yapılmaya başlamıştı artık.

 

Aile sohbetleri yoktu artık aynı çatı altında ayrı dünyalarda yaşıyorduk ve birbirimizin kıymetini kaybedince anlıyorduk.

 

Modernleşme koymuşlardı adını bizde uyduk bir şekilde Modern olacağız diye doğru (model) olmayı unuttuk.

 

O beyaz renge sahip evlatlarımız yavaş yavaş grileşiyor hatta siyah renge bürünüyordu. Ne acı haberler aldık son yıllarda ne vahşice katliamlara şahit olduk değerlerimizi nasılda unuttuk bazıları yolunu şaşırdı bazıları hiçbir zaman geri dönüşü olmayan bir yola girdi.

 

 Sahi biz ne ara bu hale geldik?

Bu durumu düzeltmek için ne zaman kendimize geleceğiz?

 

Daha önce neredeydim, şimdi neredeyim, niçin buradayım ve sonunda nereye gideceğim?

 

 “Nereden gelip nereye gittiğini ve nerede bulunduğunu bilene Allah rahmet eylesin”

 

Dilek Kamış

İletişim