Son zamanlarda toplum olarak dünya olarak çok zor bir süreçten geçmekteyiz. Çok hızlı bir şekilde hayatımızda çok büyük değişiklikler olmakta.

 

Her şeyimiz şu anda altüst olmuş tüm dengeler değişmiş bir halde, belki de bu tabir bu gibi durumlar için kullanılmış en manalı sözlerden biri galiba.

 

Sizlerin de çok iyi bildiği gibi maddi, manevi her anlamda tüm dengeler bozuldu, hayatlarımız çok kısa bir süre içinde ne kadar da değişti.

 

Tabi bu süreçte normal olarak bu konularla alakalı birçok konular konuşuldu, yazıldı. Hepimiz gündemi merakla takip ettiğimiz için olayları belki tam olarak anlayamasakta az veya çok konulara vakıf olduğumuzu düşünüyorum.

 

Birçoğumuz bu yaşanan olaylar yüzünden afallayıp şaşkın bir halde kalakalmış. Gerçi bazılarımız bu olayların ardındaki Hikmet’ten bi haber şekilde yerli yersiz espriler yaptı ve yapmaya devam etmekte. Bu da başka bir sorun elbette ama benim asıl ilgimi çeken olay şu oldu; birçoğumuz bu yaşanan olaylarda ister adına imtihan diyelim ister musibet diyelim fark etmez sanki bizim bu olaylarla hiçbir bağımız yokmuş gibi hareket etmekte.

 

Hep birilerimiz birilerini suçluyor, şu ülke bunu yaptı bu ülke şunu yaptı, falanca bu işi böyle yaptı filanca şöyle yaptı vs. vs… Tamamen bütün samimi duygularla soruyorum önce kendime sonra sizlere hiç düşünüyor muyuz tefekkür ediyor muyuz?

 

Bu yaşanan olaylarda bu yaşadığımız olaylarda başımızdaki bu musibetlerin sebebi hep bir başkaları hep birilerinin yaptığı günahları hataları görmekteyiz.

 

Şöyle bir kendimize dönelim ve samimi bir şekilde kendimize soralım, biz;

Hiç mi günah işlemedik?

Hiç mi hata yapmadık?

 

Elbette bazı konularda masum olabiliriz. Hayatımızda hiç içki içmemişizdir bu bakımdan masumuzdur. Hayatımızda hiç hırsızlık yapmamışızdır bu açıdan da masum olabiliriz. Buna benzer birçok örnek sıralanabilir elbette.

 

Kısa bir süreliğine karşı tarafı suçlamayı bırakıp biraz kendimize bakabilir miyiz?

 

Evet bazı büyük günahlardan masum olabiliriz ama ya başka mevzular…

 

Hani belki de çoğumuzun hiç önemsemediği ama hakikatin ta kendisi olan o ayrıntılar o detaylar belki de kamil insan olmayı gerektiren o ince ayrıntılar.

 

Acaba şimdiye kadar hiç mi birilerine zararımız dokunmadı? Acaba şimdiye kadar hiçbir şeye zarar vermedik mi?

 

Çok geçmişe gitmiyorum yakın zamandan başlayalım okul bitti iş hayatına başlayan başladı başlamayan evlendi yuvasını kuran kurdu.

 

O küçük ailemizde hiç mi hata yapmadık haklarımızı koruduk mu? Karşı tarafın hakkını gözettik mi? Eşlerden biri idik sorumluluklarımızı tam anlamıyla yerine getirdik mi? Eşlerin bir diğeri idik karşı tarafın yaptıklarını hiç mi suiistimal etmedik?

 

Anne baba idik hiç mi çocuklarımızın vakitlerinden çalmadık? Sohbet koyu ve güzeldi diye hiç mi başımızdan savmadık onları? Onlara telefonu elinden bırak dediğimizde telefonlarımız elimizde değil miydi? Tamam belki zordu anne olmak, baba olmak ama en azından doğru anne ve baba nasıl olunur diye çaba gösterdik mi?

 

Yoksa bizim anne babamızda böyleydi deyip üzerini örttük mü sorunların?  En çok bize ihtiyaç duydukları zaman yanlarında olabildik mi? Sadece bedenimizle değil ruhumuzla da yanlarında olduk mu?

 

Onlar bizimle konuşmak için çırpınırken göz teması yapabildik mi? Yavaş yavaş elimizden kayarlarken kaymadan önce çırpınıp ellerinden tutmak için mücadele ettik mi?

 

Yanı başımızda komşumuz vardı   arada bir tıklattık mı kapısını bir şey istemek için değil de sadece merak ettiğimizden. Yoksa her zamanki gibi zamanı bahanemi ettik te kapımızı kapattığımızda dış dünyayı unuttuk mu?

 

Arkadaşlarımızın sessiz çığlıkları vardı. Onlar ikrar etmeden duyabildik mi bu sessiz çığlıkları?

 

Dualarımızda kendi çocuklarımızdan önce tüm gelecek nesillere dua edebildik mi? Onlar bizim geleceğimizdi oysa … 

 

Günaha düştüğünü gördüğümüz birine yana yakıla dua ettik mi? Yoksa kapıyı kapatıp dünyaya mı daldık. Yeri geldiğinde evet önce biz ile sadece biz in ayrımını doğru yapabildik mi?

 

Bu yaşanan olaylar yüzünden evlatlarımız okullarını bırakıp evlerine dönmüşlerdi. Hiç mi şikayet etmedik düzenimiz bozuldu diye ?

 

Yemek yapmaktan iş yapmaktan hiç mi şikayet etmedik? Sonuna ekledik tabi cümlenin (canları sağ olsun) diye Hikaye etmeninde bir nevi şikayet etmek olduğunu derk edebildik mi?

 

Evi hapishane gibi görmedik mi? Hani o yaşlılarımız vardı, eskiden bizler gibi olup kendi işlerini kendileri yerine getiren, daha da zor şartlardan bu günümüze gelen büyüklerimiz belki onların halini şimdi biraz anladık ama öncesinde acele ile bir yerlerden bir yerlere koştururken pencereden perdeyi aralayıp bakan yaşlı bir teyze veya amca gördüğümüzde biraz duruklayıp tebessüm ettik mi hiç?

 

Elleri kolları bağlanmış, tabiri caizse bir köşeye atılmış belki de burada ölümünü bekle dediğimiz büyüklerimizin durumları aklımıza daha önce geldi mi ki onların yerine koyabilelim kendimizi?  Dünyanın bir tarafı açlık ile mücadele ederken sefalet doruk noktada iken hiç mi donatmadık masalarımızı?

 

Biz çocukken babamızın annemizin dışarıda bir şey yenmez kuru bir ekmek olsa dahi dediğini unutup süslü masalarımızın resmini paylaşmadık mı sosyal medyada? Misafirlere ikramlar hazırlanırken Allah’ın rızasını bir kenara bırakıp insanlardan ayıp olmaz mı demedik mi hiç? Ramazan ayının felsefesini derk edecektik güya bazılarımız için tüm günü aç kalmaktan öteye gitmeyip yemek şölenine çevirmedik mi iftar soframızı?

 

Suları kullandığımızda varlığına şükür edip gelecek nesillere de lazım olacak diye düşünüp sıktık mı muslukları? Çevreyi hiç mi hiç kirletmedik sizce?

 

En pahalı deterjanları alıp kullanırken acaba çevreye zararı var mı? Suya ve doğaya karışınca gördüğümüz ve göremediğimiz birçok canlıyı yok edebilir diye düşünüp araştırma yaptık mı ?

 

Evet belki biz içki içmedik, kumar oynamadık, hırsızlık yapmadık ama hiç mi bir hastane sırasında veya banka sırasında tanıdıkların yardımı ile saatlerce sırada bekleyen insanlardan öne geçip onların haklarını gasp etmedik?

 

Soğuk kış günlerinde sıcacık evlerimizde otururken evsiz insanları hiç aklımızdan geçirdik mi? Yakınlarımız birilerine zulüm ettiğinde sırf yakınımız diye onun yanındamı, yoksa zulme uğrayan kişinin yanında mı olduk hayır diyebildik mi bir haksızlığa yoksa sustuk mu öylece?

 

Evet evet biz belki bazı günahlardan masum olabiliriz ama hiç biraz bu konularda tefekkür edebildik mi? Hele hele birde neyin derdine düştük bu ara bu hastalıktan ölsek Allah muhafaza ismimiz nasıl anılacaktı demi öyle bu illetten öldü diye. Cenazemize az kişi katılacaktı derdi sardı birde her birimiz bir şekilde öleceğiz sonuçta ha bu dertten ha başka bir dertten.

 

Gaflet uykusundan ölüm bizi uyandırmadan önce uyanmayı düşündük mü hiç?

 

Dilek Kamış

İletişim