Aile Ahlakı

Sizden gelen sorular: Kadının erkek üzerindeki hakları nelerdir? Eşi üzerinde kadının hakkı nedir ki, erkek onu yerine getirmekle iyilik ehli sayılsın? Koca evde huzuru nasıl sağlayabilir? İnsanın eşine ve çocuklarına huzurlu bir ortam sunmasının ne gibi bir faydası olabilir? Erkeğin eşine karşı davranışlarında nelere dikkat etmesi gerekir?

 

Cevap:

Evlilikle birlikte kadın ve erkek için bir takım yükümlülük ve sorumluluklar doğar, bunların bir kısmı ortak haklar ve diğer kısmı da kadına veya erkeğe özel haklardır. Kadın ve erkek arasındaki ortak hakları geçen bölümde açıklamıştık. Bu bölümde kadının erkek üzerindeki hakları konusunu sizlerle paylaşmaya çalışacağız.

 

Kadının Erkek Üzerindeki Hakları

Sözü edilen haklar konusuna girmeden önce, hakların altyapısını oluşturan bazı ayet ve hadisleri aktaracağız. Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetleri şöyledir:

 

Ve onlarla iyi ve güzel geçinin.[1]

 

Aşırı ve eksik olmamak üzere kadınlar, kendi aleyhlerine olduğu gibi, lehlerine de hak sahipleridir.[2]

 

Onlara, eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında ne farz ettiğimizi bilmekteyiz.[3]

 

 

İshak İbn Ammar der ki, İmam Cafer Sadık’a (a.s) sordum: “Eşi üzerinde kadının hakkı nedir ki erkek onu yerine getirmekle iyilik ehli sayılsın?” İmam (a.s) buyurdu ki: “Kadını doyurması, giydirmesi ve bilmeyerek yaptığı hatayı affetmesidir.” Sonra İmam (a.s) şöyle devam etti: “Babamın bir eşi vardı ve onu rahatsız ederdi, ama babam onu bağışlardı.[4]

 

İmam Cafer Sadık’tan (a.s) rivayet edilen bir başka hadis şöyledir: “Allah’ın rahmeti, kendisiyle eşi arasındaki konularda güzelce davranan kulun üzerine olsun! Çünkü şanı yüce Allah onu, karısına malik ve yönetici kılmıştır.[5]

 

Yüce Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Melundur, melundur; ailesinin hakkını zayi eden kimse.[6]

 

Yüce Peygamberimizin (s.a.a) bir diğer buyruğu şöyledir: “Kişinin ailesi, onun bağlılarıdır; kendi bağlılarına en güzel şekilde davranan kimse, yüce Allah katında kulların en sevilenidir.[7]

 

Bu bölümde kadının erkek üzerindeki hakları açıklanacaktır.

 

1- Nafaka

Nafaka, her insanın normal bir düzeyde geçimi için yaptığı harcamalardır. Konumuz alanında ise nafaka, evlilik anlaşması uyarınca kadının yemek, giyim, konut ve ihtiyaç duyduğu ev aletlerinin erkek tarafından karşılanmasıdır. Erkek bu ihtiyaçları karşılamada, eşinin sosyal konumunu göz önünde bulundurmalıdır. Tabi kadın da ahlaki olarak her daim eşine destek olmalı ve ondan aşırı istek ve beklentiler içinde olmamalıdır.

 2- Güzel Davranış

Erkeğin eşi hakkında yerine getirmesi gereken haklardan bir diğeri, ona iyi ve güzel davranmasıdır. Güzel davranışın örneklerinden biri, hanımına değer vermek ve saygı göstermektir. Yüce İslâm Peygamberi (s.a.a) bu konuya şöyle dikkat çekmiştir: “Kendine bir eş seçip alan kimse, ona değer vermeli ve saygı göstermelidir.[8]

 

Güzel davranışın bir diğer örneği, ılımlı ve hoşgörülü olmaktır. Erkek, eşinin hata yapması durumunda, onu affetmeli ve hatayı görmezden gelmelidir. Kuşkusuz ki erkeğin bu davranışı, aynı hatanın tekrarlanmasına ve anlaşmazlıkların büyümesine engel olmanın yanı sıra, kadın ile erkek arasında daha fazla dayanışma ve güven ortamı da oluşturacaktır. Yüce Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ümmetimin en hayırlı erkekleri, ailelerine karşı taşkınlık etmeyen, onlara şefkatle davranan ve haksızlık etmeyenlerdir.[9]

 

İmam Zeynelabidin’in (a.s) bu husustaki buyruğu şöyledir: “Eşinin senin üzerindeki hakkı şudur: Bilmelisin ki, yüce Allah onu senin için huzur ve ülfet sebebi kılmıştır. Bunu, yüce Allah’ın bahşettiği sayısız nimetlerden biri olarak görmeli ve bundan dolayı da ona karşı hoşgörülü ve saygılı davranmalısın.

 

 

İnsanın eşine karşı güzel davranışının bir diğer örneği, aile ortamını huzur ve refah ortamına dönüştürmesidir. Huzur ve güven oluşturmak için erkek, eşinin sıkıntılarını dinleyerek onun ihtiyacı olan bir tür dayanışma, güven ve gönül birliği zemini oluşturacaktır. Böylece kadın, huzurlu ve samimi bir atmosferde görerek yaşadığı bu dayanışmaya istinaden zorlu hayat yolunu erkekle birlikte kat edecektir.

 

 

Güzel ahlâk ve davranışın bir diğer örneği, adaletli davranmaktır. Erkek sürekli olarak eşine karşı davranışlarında adaleti gözetmeli, zulüm ve zorbalıktan sakınmalıdır. Çünkü kadın asla erkeğin kul ve kölesi değildir ve erkek ona eziyet edemez. Din açısından kadın ile erkek, ilahi adalet karşısında ve insanî yönlerden eşit konumda ve aynı seviyededir. Kadın veya erkeğin değerini yücelten, üstünlük veren tek şey takvadır.

 

Erkeğin kadına karşı güzel davranışı alanında Ehlibeyt İmamlarından birçok hadis rivayet edilmiştir. Örneğin; Müminler Emiri Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz ki kadınlar (hanımlarınız), Allah’ın sizin yanınızdaki emanetidir; ne onları baskı altında tutun, ne de sorumsuzca salıverin.[10]

 

 

 

3- Bakım ve Temizlik

Erkek yaratılışsal olarak eşini güzel, temiz, koku sürünmüş ve şık giyimli görmek istediği gibi, kadın da kocasından aynı şeyi bekler. Temiz ve bakımlı olmak, güzel koku kullanmak, uyumlu ve temiz elbise giymek… gibi meşru süslenmeler, kadının yaratılışsal olarak kocasından beklentilerindendir. Erkeğin eşine karşı temiz ve bakımlı olması yönündeki İslâmî tavsiyeler üzerinde dikkat edilecek olsa, ailenin ruh sağlığının ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

 

Eğer erkek, yerine getirmekle yükümlü olduğu eşinin haklarını tümüyle gözetecek olsa, yani eşine karşı güzel davransa, eşi için bakımlı olsa, adalet ve takva üzere hareket etse, kesinlikle ailenin ruh yapısı daha uygun bir seviyede olacak, güzelleşecektir. İdeal bir hayat kriterlerine sahip olan böyle bir aile, asla kendini kaybetmeyecek ve çöküntü yaşamayacaktır.

 

Araştırmalar ve tecrübeler, ailevi sorun ve problemlerin çoğunun kadın ve erkeğin kendi haklarını bilmemelerinden kaynaklandığını göstermektedir. Oysaki ilk aşamada bu hakların öğrenilmesi ve ikinci aşamada da yerine getirilmesi, hem birçok sorunların ortaya çıkmasını önleyecek ve hem de ailenin düşünsel ve etik açıdan olgunluk kazanmasıyla sonlanacaktır.

 

 

4- Cinsel Tatmin

Cinsel isteğin tatmini, kadın ve erkek arasındaki ortak haklardan biridir. Bunun, kadının erkek üzerindeki haklarından biri olarak sayılması, bu hakkın ne kadar önemli olduğunu gösterir. İslâmî hükümler, erkeğin bu hususta eşine karşı ihmalkâr davranmamasına ve kadının da kocasına karşı aynı duyarlılıkla yaklaşmasına vurgu yapmıştır. Hem kadın ve de erkek, günaha bulaşmamak için birbirlerinin cinsellik alanındaki isteklerini tatmin etmelidirler. İnsanın fıtratında olan bu isteğin tatmini noktasında önemli olan şey, tarafların bu husustaki İslâmî hükümleri gözetmeleridir…

 

 

5- İsteklerin Dengeli Tutulması

Eşlerden her birinin karşı taraftan beklenti ve isteklerinde dengeyi gözetmesi, hayat yolunun dengeli olarak kat edilmesine zemin hazırlayacaktır. Bu bağlamda, kadının meşru isteklerinin erkek tarafından yerine getirilmesi, güzel bir davranış ve hatta bazı durumlarda farz olacaktır. Ancak bu durum, ifrat ve aşırılıkla sonuçlanmamalı, erkeğin özgürlüğünü kısıtlamamalı ve kadın, erkeğin kıblesi konumuna gelmemelidir. Her şey kendi yer ve konumunda olmalı, hayat vahye uyarlanmalı ve ilahi dine göre ayarlanmalıdır.

 

Aile kurumunu çöküntü ve yıkıma uğratan etkenlerden biri, kadının mantık dışı ve şehevî eğilimlerinden kaynaklanan istekleridir. Kadının giyim tutkunluğu, başkaları için kendisini teşhir etme düşkünlüğü, kocasının haklarını göz ardı etmesi… aileyi yıkıma götüren ve kadını iffetsizliğe sürükleyen şeytanî tuzaklardandır. Evliliğin asıl ve insanî yolundan sapması durumunda, kadın densizleşecek, ahlâksız bir varlığa dönüşecek ve şeytanî istekleri sınır tanımayacaktır. Kadının böyle bir duruma düşmesi, elbette ki toplumun sağlığını tehdit edecektir.

 

Yüce dinimiz İslâm, bu aşırılık tehlikesini önlemek amacıyla kadın ve erkek arasında görev taksimi yapmış, erkeğin ödün vermeksizin görevini ifa etmesini istemiş, her şeyin idare yetkisini ve kendisine yüklenen görevleri kadına bırakmamasını buyurmuştur. Bu, kadına saygısızlık değildir ve kadının konumuna uygun ihtiyaçlarının erkek tarafından karşılanmaması anlamına gelmez. Erkek yine karısına karşı tatlı dille konuşmalı, uzlaşı içinde yaşamalı, eşine sıkıntı çektirmemeli, cinsel temastan uzak durmamalı ve karısı için süslenmeye önem vermelidir. Dinin asıl amacı, her şeyin dengeli ve yerinde olmasını sağlamak, aşırılığın her iki ucundan da sakındırmaktır.

 

Ahir zaman ailelerinin durumunu açıklayan bazı hadisler şöyle buyurmaktadır: Bir zaman gelecektir ki, kadınlar erkeklerin kıblesi olacak ve bütün istekleri -meşru ve akla uygun olmasa bile- erkekler tarafından temin edilecektir. İşte bu, hayat yolunda ciddi bir sapmadır.

Erkek ve kadın bu duruma azami derecede dikkat etmeli ve bunu önlemek için de hayatlarını vahiy mantığına göre ayarlamalıdırlar. Gerçek şu ki, vahiy yasalarını önemsemek ve titizlikle uygulamak, aileye huzur ve esenlik katacaktır.

6- Eşi Dinlemesi

 

Evlilikler her gün sonrasında daha bir rutinleşmekte, bunun üstesinden gelip, evliliği yeniden canlandırıp diri tutmak için erkeğin (sürekli evde olan veya çocuklarla ilgilenen) eşini dinlemesi gerekmektedir. Çünkü dinlemek sevginin, fedakârlığın, değer vermenin önemli belirtilerinden birisidir. Evin hanımı kocası tarafından dinlenildiğini hissettiğinde, anladığında hem mutlu, olur hem de ruhsal olarak kendini daha iyi hisseder ve bu da önce kocaya ve daha sonra aileye yansır.

 

Öyleyse erkek işten geldiğinde televizyon veya internetin başına geçeceğine, hanımını ve çocuklarını yanına toplayıp bugün ne yaptığınız diye sormayla onları dinlemelidir. Onlar konuştuğu zaman da televizyona dalmamalı veya cep telefonu veya tabletiyle oynamamalıdır. Ya da bu tarz meşguliyetler içindeyse kısa süre de olsa meşguliyetlerine ara verip, eşini dinlemeyi tercih etmeli ve bu şekilde ona değer verdiğini göstermelidir. Değer verdiğimiz kadar değerli oluruz.

 

Erkeğin eşi ile iletişimde olması onu daha iyi tanımasına evde huzurun ne kadar olduğunu anlamasına veya çocuklarında olan güzellikleri veya sorunları keşfetmesini sağlar. Daha önemlisi erkek eşini dinlemeyle sorunlar varsa sorunları öğrenir ve onlara çözümler üretir ve böylelikle ileride daha da büyüyebilecek sorunların önüne geçmiş olur.

 

Aile ortamında “Adamın (Herifin) eve geldiği mi var – Bizden haberi mı var – ” gibi konuşmalar geçiyorsa bu aile reisinin huzurlu bir yuva beklentisi içinde olması ne kadar doğrudur? Lütfen dikkatle düşünelim: Ben aile reisiysem o zaman dikkat etmeliyim.

 

Unutmayalım ki, her şey gibi evlilik de, sevgi de, iletişim de, sabır, ilgi, alın teri ve emek ister.

 

Netice:            Yuvada özlenen saadet kendiliğinden meydana gelmez. Saadet, eşlerin gönül birliğiyle gösterecekleri dikkat, sevgi, ilgi ve alâkayla gelişir. Ancak eşler birbirlerinden nefret edercesine uzak durup, sevgi, muhabbet ve ilgi ateşini söndürürlerse, o da söner ve hayatiyetini kaybeder.

 

Yuvada erkek eşini hiçbir zaman ihmal etmemeli, ona hep şefkat ve merhametle taşan, içli bir sevgi sunmalıdır. Kadın da kocasını daima sevip, sormalı, koca ruhunda bir sevgili diye yaşamalıdır.

 

Bir kadın Resulullah’ın (s.a.a) huzuruna gelip; “Kadının kocası üzerindeki hakları nelerdir?” diye sordu. Peygamber efendimiz cevabında şöyle buyurdu: “Karısının elbise ve yiyeceğini hazırlamalıdır; eğer hata ettiyse onu affetmelidir.[11]

 

Bir şahıs İmam Cafer Sadık’tan (a.s); “Kadının kocası üzerinde hakları nelerdir?” diye sorduğunda, İmam cevap olarak şöyle buyurdu: “Onun yemek ve elbisesini hazırlaması, sert ve öfkeli bir şekilde ona bakmamasıdır…[12]

 

Peygamber efendimiz (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Erkek lokmayı eşinin ağzına koyarsa Allah katında ona mükâfat verilecektir.[13]

 

Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruyor: “Allah katında, erkeğin hanımı ve çocuklarının yanında oturması benim camimde yapılan itikâftan daha sevimlidir.[14]

 Şu konular hiçbir zaman unutulmamalıdır:

1- Eğer erkek, eşi ve çocuklarına huzurlu bir ortam sağlarsa, sağladığı ortamın bütün faydaları ilk önce kendisine döner. Zira kendisi işten çıktığı zaman huzurlu bir yuvaya döner. Eşi huzurlu bir ortamda, huzurlu bir şekilde eşini karşılar ve çocuklarını huzurlu bir ortamda yetiştirir. Huzurlu ortamda yetişen bir çocuk da huzurlu bir birey olarak topluma kazandırılmış olur.

Ama erkek eşine hakaret eder ve onu küçümser veya gerektiği değeri vermezse veyahut huzurlu bir yuva için gerekli olan şeyleri yerine getirmezse, buna karşılık evin hanımı da erkeğin yaptığı ve yapmadığı şeyler neticesinde sorunlar yaşarsa, aile ortamında huzur sağlanamaz ve bu da ilk önce erkeği ve daha sonra da ailenin bütün fertlerini etkiler. Bu tür sorunları aşmak için mutlaka bu konuyla ilgili kitaplar okumamız lazım. Lütfen bu konu hakkında düşünelim; bu aile bizim, bu yuva bizim, bu yuva huzurlu olursa biz huzurlu oluruz, ailemiz huzurlu olur ve çevremiz huzurlu olur. Basite indirgemeyelim.

 

2- Erkek nasıl ki kendi hatalarının yüzüne vurulmasını ve sık sık kendisine hatırlatılmasını istemiyorsa, kendisi de eşinin hatalarını yüzüne vurmamalı ve hatırlatmamalıdır. Hatta bazıları eşinin hatalarını bırakın çocukları yanında zikretmeyi, hem kendi ailesi ve hem de eşinin ailesinin yanında zikrederek yüzüne vuruyor ve onları küçük düşürüyor!!!. Bunlar yanlıştır. Eğer eşi hata yapmışsa bunu yüzüne vurmak yerine imkânı varsa ilk önce onu dolaylı yoldan hatasının farkına vardırmalı. Mümkün değilse güzel bir dille onu uyarmalı. En önemlisi de yapmış olduğu hatasının kendisine ve ailesine ne tür zararlar vereceğini ve ne denli kötü sonuçlar meydana getireceğini algılatmamız çok faydalı olacaktır. Lütfen bu konu üzerinde düşünelim; eşimizi hataları noktasında öyle bir şekilde uyarılım ki o da biz veya çocuklarımız hata yaptığında uyarırken öyle uyarsın.!!!

 

3- Değer verdiğimiz kadar değerleniriz… Erkek eşinin yanında oturup kalkerken, dostlarının yanında yapmadığı şeyleri yapmamalı. Örneğin; nasıl ki arkadaşlarınızın yanında ağızdan mide gazını çıkarmaktan haya ediyorsanız eşinizin yanında da bunları yapmamalı ve “ya eşimin yanında da yapamayacaksam…!!!” dememelisiniz.

 

 

Not: Bizleri Ehlibeyt Öğretileriyle aşina etmek için ömürlerini ilme adayan ve bu ilahi öğretileri türlü türlü vesileleri kullanarak bizlere ulaştırma noktasında çaba gösteren ve hizmet eden bütün alimlerimize ve değerli üstatlarımıza şükranlarımızı sunarız. Rabbim hepsinden razı olsun ve Ehlibeytin şefaatine nail etsin inşallah.

 

 

Daha fazla bilgi için lütfen şu kaynaklara müracaat ediniz:

  • Kur’an-ı Kerim
  • Mehdi Aksu; İslam’da Evlilik ve Cinsel Sorunlar.
  • Rıza Ramazani; İslam’da Aile Hukuku ve Ahlakı.
  • Üstad Hüseyin Ensariyan, İslam’da Aile Düzeni.

Mizanu’l Hikme.

[1] Nisâ, 19

[2] Bakara, 228

[3] Ahzab, 50

[4] Usul-u Kafî, c: 5, s: 510

[5] Men La Yahzuruhu’l-Fakih, c: 3, s: 443

[6] Usul-u Kafî, c: 4, s: 12

[7] Men La Yahzuruhu’l-Fakih, c: 3, s: 555

[8] Müstedrekü’l-Vesâil, c: 3, s: 280

[9] Mekarimu’l-Ahlâk, s: 216

[10] Müstedrekü’l-Vesâil, c: 14, s: 251

[11] Furu-u Kâfi, c.5, s.511.

[12] Furu-u Kâfi, c.5, s.511.

[13] el-Mahaccet’ul-Beyza: c.3, s.70.

[14] Mehdi Aksu, İslam’da Evlilik ve Cinsel Sorunlar.