Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla…

 

Saygıdeğer okuyucu…! Yazıyı okumaya başlamadan önce kendi kendimize şöyle bir soralım, “ne kadar kendimiz olabiliyoruz?” “Başkaları ne der, ne düşünür?” diye kendimizi sorgulamadan yaşamayı ne kadar becerebiliyoruz?

 

Basit bir örnek vereyim; Sıcak bir yaz havasında  bir çocuk parkındasınız, çocukların neşe dolu çığlıkları sizi çocukluğunuza götürüyor… İçinizdeki çocuk fırlayıp dışarı çıkma, özgür olma arzusu hissediyor. Önünüzde  sallanan salıncağa hayranlıkla bakıyorsunuz.  “Ahh!” diyorsunuz; “Bir de ben binsem su salıncağa, sallansam çocukluğumdaki gibi”. Sonra korkunç bir ses içinizden haykırıyor: “Hey ayıp değil mi! El alem ne der sonra!” Her yerde her ortamda bu cümle:

 

“El alem ne der?’’ Ya da desinler… Demesinler… Sadece bu sesi duymuş olmak içimizdeki çocuğu yüreğimize hapsetmeye yetiyor.

 

Bir başka örnek; fakir bir genç evlenmek istiyor. Ama gencin ne düğün masraflarını karşılayacak parası, ne de geline takacak altını var… Eee.. Ne olacak şimdi..?! Bu durumda düğün yapılmasa ne olur…? Olur mu canım, üzülmesin gösteriş meraklısı anne, öfkelenmesin gururlu baba. Hem el alem ne der sonra…!! Ve böyle devam ediyor hayat.

 

Her alanda her ortamda: “El âlem ne der ?”cümlesi sürekli rabbimizin rızası üzere yaşamayı ve çoğu zaman kendimiz olmayı engelliyor.

 

Günümüz insanları ne için yaşar onu bir görelim:

1- Çocukları için yaşayanlar,

2- Annesi veya babası için yaşayanlar,

3- Eşi için yaşayanlar,

4- Servet için yaşayanlar, makam hırsı ve şehvet için yaşayanlar

5- Milleti ve devleti için yaşayanlar

6- Hiçbir şey umurlarında olmayıp da hayvan gibi yaşayanlar

 

Peki, bir Müslüman ne için yaşamalıdır?  “Şüphesiz benim namazım ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, âlemlerin rabbi olan ALLAH içindir.”[1]

 

Kimin için yaşarsak yaşayalım ALLAH için yaşamıyorsak yaşamımız şirk üzerinedir!!! Ne zaman ki ölçümüz insanların ne düşündüğü değil de, İslam’ın bizden ne beklediği olursa, o zaman gerçek iman edenlerden oluruz.

 

Arzuladığımız, yapmayı istediğimiz şey, İslam’a uygun mudur, değil midir? Haram mıdır, helal midir? El âlemin ne diyeceğinden önce bunu soralım kendimize. Bu hayat hiç kimsenin hayatı değil, bizim hayatımız. Ve biz bunu bir kez yaşayacağız. Öyle ise arzularımız İslam’la çatışmadığı sürece,[2] başkalarının çizmiş olduğu mihver üzere değil de, gönlümüzün istediği arzuladığı şekilde yaşayalım.

 

Ve inancımızdan ödün vermeden, “KENDİMİZ OLALIM“… İşte o zaman gerçek mutluğu yakalamış olacağız. Çünkü insan, ancak kendisi olursa mutlu olabilir…

 

Arzu Çetinkaya

 

————————————————————————————————————–

[1] En’am suresi, 162. ayet.

[2 İslam yani dini öğretilerimizle çatışıp çatışmadığını bilmemiz için de dinimizi ve dini öğretilerimizi öğrenmeli ve bir Müslümanın sahip olması gereken “İslami Yaşam Tarzını” bilmeliyiz.

İletişim