Soru: Toplumda birbirine namahrem olan erkek ve kadınların birbiriyle irtibat ve iletişimlerinin sınırlarını açıklamanız mümkün müdür?

 

Cevap: Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

 

Allah-u Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır.” “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, ziynet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar. Ziynetlerini, kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri ziynetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar...”[1]

 

Bir erkeğin, kendisi ile evlenmesi haram olan ve yakın akraba sayılan kadına mahrem, evlenmesi haram olmayan ve yakın akraba sayılmayan kadına da nâmahrem denir. Başka bir tabirle namahrem; şer’î bakımdan mahrem olmayan, evlenmeleri şer’an mümkün olan; bir erkeğin veya kadının şer’an bakması yasak ve haram olan kimselerdir.

 

Mahrem olan kimseler şunlardır: Anne, üvey anne, hala, teyze, (erkeğin) kızları, kız torunlar, kız kardeşler, anne-baba bir, anne bir veya baba bir olan kız kardeşler, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları ve kız yeğenler ve…[2]

 

Bu açıklamalardan sonra sorunun cevabı noktasında aşağıda belirtilen nüktelerin bilinmesinin faydalı olacağına inanıyoruz.

 

1 Ana ölçü ve kriterin, taklit mercilerin tam ilmihallerinde zikredilen şer’i – ilahi sınır ve ölçülere uymak ve riayet etmek olduğuna dikkat edilmelidir. Genel olarak, birbirine mahrem olmayan erkek ve kadınlar arasındaki her türlü dostluk, İslam inkılabı rehberi Seyyid Ali Hamaney’in de (Allah ömrünü uzun eylesin) cevap olarak belirttiği gibi, mefsede taşıdığından dolayı (dünyevi ve uhrevi hüsrana yol açma) haramdır. Aynı şekilde namahremle her türlü irtibat ve sohbette, mefsede içermesi veya günaha düşme korkusu taşıması durumunda caiz değildir ve haramdır.   

 

2Toplumun ihtiyaç duyduğu ilimleri yayma, öğrenme ve öğretme için eğitim ve öğretim gibi ilmi ve bilimsel (üniversite, ilim havzası ve camilerde öğretim, ders verme, tebliğ ve …) diyalog ve iletişimler, tüm dini- şer’i kurallara riayet etme ve uyma ve mefsede içerme ve günaha düşme korkusu taşımaması koşuluyla, ukalai (sağlam bir fıtrat ve akıldan kaynaklanan ve halk arasında yaygınlaşan ve insanların geneli arasında kabul gören) ve genel ve yaygın şekliyle caizdir. Elbette, ilmi diyalog ve iletişimin gerçek ve asıl amacının eğitim, araştırma, ilim üretme ve yayma değil de bu tür irtibat ve iletişimi namahremle dostluk vesilesi- bahanesi olarak kullanılması durumunda, bu tür irtibatın asla caiz olmadığı gibi haram da olduğu aşikardır.

 

3 Ayrıca birbirine namahrem olan erkek ve kadınların beraber yaptıkları her türlü (mesleki) iş ve çalışmalar aşağıdaki belirtilen şartlar esasınca caizdir;

 

  • İlk olarak iş ve faaliyetin aslı (dini ve şer’i açıdan) meşru ve caiz olmalıdır.

 

  • İkincisi o işin veya faaliyetin yapılmasında dini – şer’i hükümlere riayet edilmeli ve uyulmalıdır.

 

  • Üçüncü olarak da o iş veya faaliyet fesat ve (hak yoldan ve dini değerlerden) sapmayı gerektirmemeli veya fesat ve sapmaya yol açmamalı ve namahremlerle dostluğa dönüşmeli ve Allah’a karşı günah işlemeyle sonuçlanmamalıdır.

 

4Hakiki ve gerçek mümin ve mütedeyyin insanların genel yaşantısına baktığınızda onların namahremlerle irtibat tarzlarının asla aşağıda belirteceğimiz bu iki türden olmadığını anlar ve müşahede edersiniz;

 

  • (Namahremle) Sınırsız irtibat ve iletişim (ifrat)

 

  • (Namahremle) Tamamıyla irtibat ve iletişimi kesme (tefrit)

 

O zaman namahreme karşı nasıl bir tutum içindedirler veya sergiliyorlar diye sorarsanız cevabı şudur: Kontrollü veya başka bir tabirle müdüriyet edilen- yönetilen bir irtibat ve iletişim; yani mahremiyet (ve şahsi saygı) sınır ve çizgilerini koruma ve fıkhi ve şer’i (dini) hüküm ve kurallara riayet ederek ve uyarak diyalog, muaşeret ve işbirliği.

 

5Kadın ve erkeğin birbirlerine namahrem olmaları durumunda dost olmaları haramdır. Namahrem teriminin tanımı aşikardır ve akraba ya da tanıdık olması veya olmamasının bu hükümde etkisi yoktur. Bu nedenle teyze oğlu ve teyze kızının birbirine namahrem oldukları için dost olmalarının haram olduğu gibi bir kızın komşusunun oğluyla dost olması da haramdır; zira bu ikisi birbirine namahremdir. Dolayısıyla bu şer’i konuda ana ölçü ve kriter mahrem ve namahrem olma konusudur ve akraba, yabancı, tanıdık veya Müslüman ve gayri müslim olması arasında bir fark yoktur.

 

6 Özgüveni olan vakarlı, iffetli ve şahsiyetli kadınlar kişiliklerini iki türlü yansıtırlar. Birincisi kendi cinsleriyle olan irtibatlarında yansıttıkları kişilikleri, yani kadınlar bu tür irtibatlarda mütebessim, samimi, şefkatli, mütevazı vb… dirler. İkincisi namahrem olan erkeklerle karşılaştıklarında yansıttıkları kişilik ki ciddi bir çehreyle ama edepli ve meşru olmayan her türlü lezzet ve tamah yolunu kapatacak kelimeler kullanarak zaruret kadarını konuşurlar ve onlarla kahkaha ve gülücük atmaktan uzak dururlar.

 

Sonuç Genel ve temel kural şudur:

 

1 Her mümin hayatı boyunca günaha bulaşmamak ve bütün ilahi farzları yerine getirmek ve hayatını insani kemal ve yüceliklere ulaşma yolunda doğru ilerlemek için adil ve gerekli tüm şartları taşıyan taklit mercilerin tam ilmihallerinde belirlenen İslami kanun ve programlar esasınca düzenlemek ve kontrol altına almak ve yönetmek için gayret ve çaba göstermelidir.

 

2 Karşıt – muhalif cins iki kısma ayrılır; mahrem ve namahrem. Baba ve kızı, anne ve oğlu ve… gibi karşı cins olup da mahrem olanlarla dostluğun sakıncası olmadığı gibi bunlar arasındaki sevgi – saygı ve muhabbet beğenilmektedir. Ancak birbirine namahrem olan karşı cinsle dostluk, mefsede ve günaha düşme korkusu taşıdığından dolayı caiz değildir.

 

3 Bu esaslar üzerine namahremlerin birbirleri ile dostlukları, mefsede ve günaha düşme korkusu taşıdığından dolayı haramdır, ancak şer’i – dini hükümlere ve kurallara uyma ve mefsede ve günaha düşme korkusu taşımaması ve namahremle dostluğa dönüşmemesi veya namahremle dostluk kurma vesilesine dönüştürülmemesi koşuluyla, namahremle irtibat ve iletişim ve diyalog caizdir. Elbette namahrem erkek ve kadının hakiki ve gerçek manada birbirlerini kandırmaksızın birlikte dostluk kurmasının kanuni yolu da vardır ve o da şer’i – dini evliliktir.

 

Hz. Resulü Ekrem (s.a.a) namahremlere bakmaktan kaçınan ve sakınan kimselerin kıyamet günü hangi nimetlerle mükâfatlandırılacakları konusunda şöyle buyurmaktadır:

 

Altı ameli yapmayı taahhüt ettiğiniz takdirde, ben de size cenneti taahhüt ederim; doğru konuşmayı, verdiğiniz söze amel etmeyi; emanetlere karşı emin olmayı, namahremlere karşı gözünüzü kapamayı; iffetinizi kirletmemeyi; el ve dilinizi günahtan korumayı yaptığınız takdirde sizlere cenneti taahhüt ediyorum.[3]

 

Kıyamet günü üç gözün dışında tüm gözler ağlayacaktır: Dünyada Allah’ın azabından korkup ağlayan gözler; nâmahremlere bakmaktan sakınan gözler ve hakkı ihya etmek için cihad meydanında az uyuyan gözler.[4]

 

 

Bu konuyla ilgili Rehberimiz Seyyid Ali Hamane-i’nin (Allah ömrünü uzun eylesin) bürosundan sorulan bazı soru ve cevaplar:

 

Soru 1: Acaba ehli kitapla el sıkışma veya bedensel temasta bulunma haram mıdır?

 

Cevap 1: Ehli kitap dahi olsa erkeğin namahrem kadınla el sıkışması ve bedensel temasta bulunması haramdır. Erkeğin başka erkekle el sıkışması ehli kitap dahi olsa sakıncasızdır.[5]

 

Açıklama: Namahrem bir kadın ile tokalaşmak bazı bireylerde şehvetin tahrik olmasına neden olmayabilir, ama evvela bazı seviyesiz bireylerin kolaylıkla tahrik olması ve tokalaşmayla da şehvetlerinin harekete geçmesi muhtemeldir. İkincisi, namahrem ile tokalaşmayla şehvetlerinin tahrik olmadığı bazı bireylerin de bu işi karşı cins ile daha samimi olmak için bir ön hazırlık olarak değerlendirmeleri ve bunun ardından meşru olmayan ilişkiler kurmaları muhtemeldir. Bu esas uyarınca erkekler ve kadınlar bağlamında saygınlık ve iffete riayet edilmeli ve zorunlu olmayan davranışlardan kaçınılmalıdır. Böylece ilişkilerde cinsel başıboşluğun meydana gelmemesi ve bu ilişkilerin ideal konumundan yani sadece aile sınırından çıkmamasına özen gösterilmelidir. “Akıllı insan neden pişmanlık gerektirecek bir iş yapsın”? Yüce Allah şer’i hükümlerin çoğunu genel bir şekilde yasalaştırmış ve toplumun genel maslahatını göz önünde bulundurmuştur. Elbette hükmün yasalaştırılmasının hikmeti bazı bireyleri kapsamıyor olabilir. Örneğin kadınlarla tokalaşmak bazı yaşlı veya orta yaşlı bireylerde şehvani hiçbir his yaratmayabilir, ama kutsal yasa koyucu insanların çoğunda bu hissin meydana gelmesi sebebiyle, böyle bir davranışın haram oluşuna hükmetmiştir. Bu konunun benzeri, beşeri kanunlarda da gözlemlenebilir; tam bir dikkat ile ve başkalarına bir zarar vermeksizin kırmızı ışıktan geçen bireyler için de kırmızı ışıktan geçmenin yasak oluşu bu kabildendir.

 

 

Soru 2: Kadının namahrem karşısında örtünmesi nasıl olmalıdır?

 

Cevap 2: Kadının namahrem erkeğin karşısındaki giyimi şöyle olmalıdır: Öncelikle, yüz yuvarlağı ve (elinde makyaj ve süs eşyası olmaması durumunda) bilekten itibaren (yani bilek aşağısından) eli dışında hiçbir yeri görünmemelidir. İkincisi, kadının vücut hatları ve fiziksel güzelliği, örtülmüş olmasına rağmen belli olmamalıdır. Üçüncüsü, örtünmek için kullanılan elbisenin rengi ve özellikleri dikkat çekici ve tahrik edici olmamalıdır.

 

 

Soru 3: Yaşlı kadınlar herkese mahrem mi olur? Yani namahremlere mahrem mi olur? Ayrıca yaşlı kadınların hicaba riayet etmeleri gerekmez diyorlar doğru mu?

 

Cevap 3: Mahremiyet hükümlerinde yaşlı ve genç kadın arasında bir fark yoktur. Tesettür ve örtünmenin farz oluşu konusunda yaşlı ve genç kadın arasında bir fark yoktur; ancak evlenmelerinden ümit kesilmiş yaşlı kadınların genellikle örtmedikleri yerlere (karın ve göğüs kısmına değil de saç ve ellerinden bir miktarı gibi) bakmak caizdir.

 

 

Soru 4: Doktora gidiyoruz ve kadın doktor olmadığı zaman erkek doktora muayene olabilir miyiz?

 

Cevap 4: Eğer tedavi haram bakış ve dokunuşu gerektirirse kendi cinsinizden olan doktora gitmek mümkün olduğu sürece, karşı cins doktora gitmek caiz değildir. Ancak kendi cinsinizden olan uzman ve tecrübeli doktora gitmek mümkün olmaz veya çok zor ve meşakkatli olursa, bu durumda gidilebilir.

 

Not: Estetik ameliyatı, tedavi sayılmaz ve bu amaçla namahreme bakmak veya dokunmak haramdır. Ancak estetik ameliyat yanık gibi hastalıkların tedavisi için yapılıyorsa ve doktorun hastaya dokunması veya bakması gerekiyorsa bunun bir sakıncası yoktur.

 

 

Soru 5: Namahrem erkek ile kadının birbirleri ile konuşması veya birbirlerine bakması haram mıdır?

 

Cevap 5: Genel olarak namahremle konuşma, eğer mefsede (dünyevi ve uhrevi hüsrana yol açarsa) ve günaha düşme korkusu taşırsa caiz değildir. Aynı şekilde namahreme bakmak da caiz değildir, ancak bileklere kadar ellere ve makyaj yapılmamış yüze, lezzet alma kastı olmaksızın bakılmanın sakıncası yoktur. (Başka bir tabirle: Namahrem bir erkeğin Müslüman bir kadının yüz yuvarlağının içinde kalan kısmı ile makyajlı olmaması ve süs eşyası bulunmaması hâlinde bileğinden itibaren eline cinsel haz kastı olmaksızın bakması caizdir.)

 

 

————————————————————————————-

[1] Nur Suresi, 30 ve 31.ayet.

[2] Detaylar için Tam ilmihal, İmam Humeyni (r.a), Evlenilmesi haram olan kadınlar, 2384. Hüküm ve sonrası.

[3] El Hisal, s.321.

[4] El Hisal, s.98;

[5] https://www.leader.ir/tr/book/104?sn=17845