Hasret çekmenin ne demek olduğunu yalnızca çekenler bilir. Hele bir de özlenen Hz. Zehra (s.a) evladıysa ve sürekli en yakınınızda hissediyorsanız; fakat O’nu göremiyorsanız, yüreğinizde O’na özel dünya dolusu sözünüz varsa ve sizi sizden iyi tanıyorsa…

 

Ah alemin mihriban efendisi ey Zamanın Sahibi, ne zaman yetişecek kutlu vuslat günü, ne zaman geleceksin ey mazlumlar ümidi !…

 

Sensiz hiçbir baharın tadı yok, bayramlara sevinç günü deniyor, fakat doğduğum günden gaybetinin hicranını yaşıyorum, bayramların bende bir manası yok…

 

Yüreğim gaybetinin uzaması nedeniyle sessiz çığlıklarla dolmuş, boğazımda düğümlenmiş hasretinin acısı. Yüceler yücesi Rabbime hamd ediyorum, gönlüme işlenmiş aşkınız için. Sizin için yanıp kavrulmak da saadet veriyor; yolun sonunda Size kavuşmak varken. Rabbim bir an uzak salmasın sizden, kalbim şefkatli ellerinizde, kapınızda dilenciyim ben.

 

Zülüm kaynıyor dünya, hangi soruna baksam bilemiyorum. Gerçekler ters düz olmuş, saldırı bin bir yerden. Yaralıyor kalbimizi insafsızca savaşlar, yetim kalmış çocuklar, sahte dindar geçinen gerçekte firavunlar, din tacirliği yapan kıt akıllı satılmışlar…

 

Gel ey Sahibimiz!.. Gel ki güller açılsın, bülbüller şakısın dostlarının Sana müştak gül bahçesinde. Artık viran olmasın zemheri kış soğuklarıyla sevenlerinin gülistanı. Gel ki şadıman olsun bülbüller. Güllerin şahı Sensin. Güzellik bürüsün alemi, Sen çünkü tüm güzellerden daha güzelsin. Şefkat bakışlarınla Sen, tüm dünya için elzemsin. Kainatın mihriban babası, ey kalplerin tabibi, gel ki herkes şefkat ellerine, benzersiz dermanına muhtaç. Üşüyor yetimler, insanlık aç ve çıplak, herkes kendi yurdunda garip. Şerefli beşeriyet izzetten yoksun oluyor iblislerin eliyle. Dostların esefle bakıyor, elden bir şey gelmiyor.

 

Gel, gel ey ALLAH’ın hücceti,

 

Ey Kur’an’ın şeriki, ey Hüseynî kanın tâlibi. Gel, gel ey benim şefkatli babam. Anam babam, oğlum kızım, tüm varlığım Sana kurban.

 

Gaybette gönül sızlanıyor ayrılığınla

Gel ey ağa her dem gözüm elbet seni gözler

Yok gayrısı senden bana, sen benden uzakken

Derman dilenir kalbim, imâmım, seni özler

 

Nergis çiçeğim, gül kokulum, intizarında

Hasret kokuyor uğruna ey yâr bu sözler

 

Gel ey vaad-i Hâlık-ı Sübhan, yanar âlem

Müştak sana gamdan yorulan hasta bu dizler

 

Aydınlana gözler, yakın olsun sana vuslat

Bitsin bu firak, sen gelesin parlaya yüzler

 

Mevlâ, “Emetullah”

kenizindir gece gündüz

Her an yüreğinden Sana hayran, Seni izler

 

H. E. Akbulut

İletişim