Fatiha Suresinin Tercümesi

1. Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla

2. Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.

3. O, rahmandır ve rahimdir.

4. Ceza gününün (ahiret gününün) malikidir.

5. (Allah’ım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.

6-7. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.

 

Fatiha Suresi Hakkında Genel Bilgi

Fatiha Suresi, Kur’an-ı Kerim’in en önemli surelerinden; Mushaf’ın toplanma ve tertibi sırası itibariyle birinci ve nüzul sırası itibariyle beşinci suresidir. Kısa surelerdendir. Kısa olmasına rağmen, rivayetlerde de belirtildiği gibi büyük bir anlama ve azamete sahiptir. Fatiha Suresi “Ummu’l Kitaptır; yani, Kur’an’ın esasıdır. Temel içeriği önce tevhit ve sonra da Allah olan Fatiha Suresi, Farz ve sünnet namazlarda okunmaktadır.

Fatiha Suresi’ni birçok yerde, özellikle de farz namazlardan sonra veya hastanın yattığı yatağın başucunda yâda ölünün kabre koyulduğu esnada okumak müstahaptır. Özellikle de ölülerin günahlarının bağışlanmasını talep ettiklerinde veya ölüleri anmak ve yâd etmek istediklerinde her daim Fatiha Suresi okunur.

Mekki surelerden olan bu surenin asıl ismi “Fatihatu’l Kitap”tır. Kur’an’ın birinci suresi olduğundan, onunla açıldığından, ayrıca namazlarda okunması farz olduğundan ve nazil olan ilk sure olduğundan dolayı, bu isimle anılmıştır.

Bu sure, “Sebü’l Mesani” ve “Ümmü’l Kur’an” diye de meşhurdur. Bu surenin değer ve has öneminden dolayı, bu sure için yirminin üzerinde isim zikredilmiştir. Bunlardan en önemli ve meşhurları şunlardan ibarettir: “Hamd, Ümmü’l Kur’an, Sebü’l Mesani, Kenz (Hazine), Esas, Münacat, Şifa, Dua, Kafiye, Vafiye, Rakiye (sığınak veren)”

Bu sure, Mushaf’ın toplanma ve tertibi sırası itibariyle birinci ve nüzul sırası itibariyle ise, beşinci suredir. 7 ayetten oluşan bu sure, 29 kelime ve 143 harften ibarettir. Bu sure, lafız ve hacim bakımından kısa surelerden, yani “Mufassal” surelerdendir. Ancak Mufassal sureler içinde de “Kısar” surelerden sayılmaktadır.

Kısa surelerden olmasına rağmen, büyük bir anlam ve azamete sahiptir. Fatiha suresi “Ummu’l Kitap”tır; yani Kur’an’ın esasıdır. Farz ve sünnet namazlarda, İmamiye Şia’sına göre her namazın birinci ve ikinci rekâtında okunması farz, sonraki rekâtlarda ise, müstehap veya mubahtır.

 

Fatiha Suresinin İçeriği

Surenin içeriği teoloji (ilahiyat) ve Allah’ın sıfatları, salih kulların sıfat ve göstergeleri, hidayet ve sırat-ı müstakim (doğru yol) konusunun dua kalıbında açıklanması, sapkınlık ve delaletten nefret edilmesiyle ilgili konuları kapsamaktadır. Temel içeriği tevhit ve sonra Allah’tır. Fatiha Suresi’ni iki bölüme ayırabiliriz: Birincisi, Allah’a Hamd-ü Sena ile başlayan ilk bölüm; ikincisi ise, kulun ihtiyaçlarını gündeme getiren ikinci bölüm. Allah Resulü (s.a.a) bir hadisi şerifinde, Allah-u Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu söylemiştir: “Ben Fatiha Suresi’ni kendim ve kulum arasında bölmüşümdür; Fatiha Suresi’nin yarısı benim ve diğer yarısı da kulumundur.[1]

 

Fatiha Suresinin Fazilet ve Özellikleri

Allah Resulü (s.a.a) Fatiha Suresi’ni, Kur’an-ı Kerim’in en önemli suresi bilmiş ve şöyle buyurmuştur: “Tevrat’ta, İncil’de, Zebur’da ve Kuran’da, Fatiha Suresi gibi bir sure nazil olmamıştır.” Allah Resulü’nden (s.a.a) nakledilen başka bir rivayette, Fatiha Suresi’ni okuma sevabının, Kur’an-ı Kerim’in üçte ikisini okuma sevabıyla veya tüm müminlere sadaka verme sevabıyla eşdeğerde olduğu belirtilmiştir.[2] İmam Cafer-i Sadık (a.s) Fatiha Suresi hakkında şöyle buyurmuştur: “Her kim Fatiha Suresi’ni okursa, Allah-u Teâlâ okuyan şahsın dünya ve ahiret hayrına ulaşabilmesi için, yolunu açıverir.”[3]

İmam Sadık (a.s) ayrıca şöyle de buyurmuştur: “Allah’ın en büyük isimlerinden olan ‘‘İsm-i Âzam’’ Fatiha Suresi’nde bölünmüştür.” Şeyh Müfid ‘‘el-İhtisas’’ adlı kitabında, Allah Resulü’nün (s.a.a) “Fatiha Suresi’ni okumanın mükâfatı” hakkında sorulan bir soruya karşılık, şu şekilde cevap verdiğini naklediyor: “Fatiha Suresi’ni okumanın sevabı, tüm semavi kitapları okumakla elde edilecek mükâfata eşittir.”[4]

 


[1] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, 1374 ş, c 1, s 7.

[2] Tabersi, Mecmeu’l Beyan fi Tefsirü’l Kur’an, 1372 h.ş, c 1, s 88.

[3] Nuri Tabersi, Müstekrekü’l Vesail, 1408 h.k, c 4, s 330.

[4] Şeyh Müfid, el-İhtisas, 1413 h.k, s 39.

İletişim